Ukrayna konusu Alman dış siyasetinin bir numaralı konusu olmaya devam ediyor. Almanya sınırlarından birkaç yüz kilometre uzaklıktaki kriz
şu an için direkt olmasa bile dolaylı olarak çok sayıda tedarik zincirinde hasar oluşmasına sebep olmuş durumda. Almanya Başbakanı Olaf Scholz geçtiği-miz fhafta mecliste yaptığı ko-nuşmanın nerde ise tamamını Ukrayna-Rusya arasındaki krize ayırarak, Rusya bu savaşta kesinlikle başarılı olmamalı” şeklinde mesaj vererek yeni dönemdeki Alman dışiç politikasının yönünü belirlemiş oldu. Başbakanın her ne olursa olsun Rusyanın kazanmasını engellemeliyiz sözleri ise, kararlılık vurgusunun dışa yansıması idi. Başbakanın, Ukrayna’nın kazanmasını AB ülkeleri ile birlikte sağlayacaklarını belirtmeleri ise topluluk için ayrı bir mesaj olarak kaydedildi.
Şubat ayında başlayan Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın ortaya çıkaracağı risklere işaret eden Scholz, bu savaşın kuşkusuz bu zorlukların en büyüğü olduğunu ifade ederek, AB'nin burada kararlı ve birlik içinde hareket ettiğini, hatta savaşın hızının kesilmesi ve Ukrayna savunmasının güçlenmesine olumlu etki yaptığını ifade etti. Alman başbakan Ukrayna'ya silah yardımı yapılmasını savunarak, "Vahşice saldırıya uğra yan bir ülkeye kendisini savunmak için yardım etmek gerilimi tırmandırmaz. Ancak bu saldırıyı püskürtmeye ve böylelikle mümkün olan en kısa zamanda şiddeti sona erdirmeye katkı sağlar" değerlendirmesinde bulundu.
Almanya başbakanı burada ciddi anlamda NATO’yu da arkasına almaya çalışarak Transatlantik ittifakının önemine değindikten sonra "Hepimizin tek hedefi var. Rusya bu savaşı kazanmamalı, Kiev yönetimi kesinlikle başarılı olmalı ve hür Ukrayna kendisine saldıranları ülkesinden çıkarabilmelidir" ifadesini kullandı.
Şansölye Scholz, Alman hükümetinin NATO'nun bu savaşın bir tarafı olmasına izin verecek hiçbir şey yapmayacağını yinelerken, NATO’nun güçlü kalmasına vurgu yapararak, Finlandiya ve İsveç’in NATO'ya yaptıkları üyelik başvurularını memnuniyetle karşıladığını, iki ülkenin NATO'ya üyeliğiyle ittifakın ve Avrupa'nın daha güçlü ve güvenli olacağını söyledi. Ancak iki ülkenin üyelik başvurularına Ankara’dan gelen olası vetoya hiç değinmeyerek deyim yerinde ise es giçmeye çalıştı. Oysa Ankara’nın iki ülke için ortaya koyduğu argümanlara askeri ittifakın genel sekreteri tarafından da haklı bulun-maktadır. Yakın gelecekte konunun nereye evrileceğini hep beraber görecek ve iki ülkenin üyelikleri ile ilgili söylenecek sözleri daha net duyacağız.
Almanya’nın savunmaya yönelik yatırım ve harcamaları için önemli açıklamalarda bulunan Başbakan Olaf Scholz, Rusya'nın Ukrayna'ya açtığı savaşın diğer ülkeleri de güvenliklerini düşünmeye sevk ettiğini ifade ederek, birçok devletin savunmasına daha fazla yatırım yaptığını anımsattı. Almanya'nın da savunmasına önümüzdeki dönemde ciddi anlamda yatırımlarını artıracağını belirten Scholz, "Bir şeye dikkat edeceğiz. Savunma sistemlerimizin ve yatırımlarımızın Avrupa genelinde çok daha iyi koordine edilmesi lazım. Ülkemizin savunmasının şimdi daha iyi koordine edilerek teknolojik imkanların bir arada kullanılması ve Avrupa savunma sanayisinin birbirine daha da yakın olması" diye konuştu. Savaş sonrası Ukrayna'nın yeniden inşa edilmesinin milyarca avroya mal olacağını ifade eden başbakan, şimdiden "dayanışma fonu" kurulması için AB'de ön çalışmaların başlatılmasını ve bu yönde adımlar atılmasını istedi.
Savaş öncesinde Ukrayna' nın üyelik için başvurduğunu anımsatan Scholz, AB Komisyonunun bu konuda değerlendirmesini muhtemelen haziran sonunda açıklayacağını ifade ederek, “Emmaneul Macron'un üyelik sürecinin birkaç ay ve birkaç yılın meselesi olmadığına işaret ederken haklı olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu yüzden şimdi Ukrayna'yı hızlı ve pragmatik bir şekilde desteklemeye konsantre olmak istiyoruz" dedi.
Olaf Scholz sessizliği ile suçlansa da, geçmişteki Maliye Bakanı içgüdüsü ile şimdiden ileride ortaya çıkabilecek şans ve fırsatları kollayarak şimdiden savaş sonrası fırsatlara hazırlanıyor.