Tarihi bir müddet saklayabilirsin ama asla değiştiremezsin. Gün gelip sayfalar açıldığında, hele karşılaştırılmalı tarih çalışmaları yapıldığında
kimin hangi konuda ne kadar samimi davranıp kaç derece yan yollara saptığı ortaya çıkar ve yeniden yazılamayan tarih, yeniden yorumlandığında gerçekler ortaya çıkar. Zaten gerçeğin en önemli huyu ileride bir şekilde ortaya çıkmak ve samimiyeti teraziye çıkarmaktır.
Türk-Alman ilişkilerinin son dönemine her iki ülkeden bakıldığında biraz değişik görülse de, her iki taraf için de aynı manalara ifade etmesi gereken çok önemli bir konu vardır. 1960 yılında başlayan Türkiye’nin en uzun ve en ince yolu olan AT üyeliği sevdası Almanya’nın Kohl yıllarında nasıl ele alındığını şimdi çok daha iyi anlıyoruz. Almanya'da 1982-1998 döneminde başbakanlık yapan Helmut Kohl'ün, Türkiye'nin Avrupa Topluluıu'na (AT) katılım sürecindeki tutumu konusundaki tavrını Mühih Çağdaş Tarih Enstitüsü’nün yayınladığı belgelerden anlıyoruz.
Almanya Dışişleri Bakanlığının 1992 yılına ait gizliliği kaldırılan belgelere dayandırdığı haberinde dönemin Başbakanı Helmut Kohl'ün, Türkiye'nin AT'ye katılımına ilişkin tutumu konusunda aldatıcı olduğu belirtildi. Bir yanda müttefik Türkiye’ye söz verilirken, üç gün sonra Norveç’te “Biz Türkiye’nin üyeliğine karşıyız” şeklinde kapalı kapılar ardında açıklamalarda bulunulmasının Türkiye’ nin en çok güvendiği ülke ile olan dış politikasında büyük bir hayal kırıklığı yarattığına inanıyorum.
Münih Çaıdaş Tarih Enstitüsü kaynaklarında gizliliği kaldırılan belgelerde dönemin Almanya Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel'in, 13 Temmuz 1992'de Ankara'da Türk mevkidaşı Hikmet Çetin'e, Alman hükümetinin Türkiye'nin AT'ye tam üyelik arayışında olduğunu bildiğini ve "bu hedefe giden yolda Türkiye'yi destekleyeceğini" söylediği aktarıldı. Almanya’nın böyle bir açıklama yapması eminim Türkiye tarafında önemli bir sevinç ve ve dış politika mutluluğuna sebep olduğuna inanıyorum.
Münih Çağdaş Tarih Enstitüsü tarafından yayınlanan belgelere göre bu görüşmeden 3 gün sonra Helmut Kohl'ün, Norveç Başbakanı Gro Harlem Brundtland'e Türkiye'den tam üyelik için yoğun baskı geldiğini ancak kendisinin "Biz buna karşıyız" dediğini ve "Türkiye üye olamaz" anlamında sözler sarf ettiıi bildirildi. Türkiye’ye karşı gizli ve açık olmak üzere üç gün içinde iki ayrı görüşü paylaşmıştır.
Kohl'ün, 5 Kasım 1992'de Bonn'daki bir toplantıda dönemin Polonya Başbakanı Hanna Suchocka'ya Türkiye'nin tam üyeliğinin Almanya açısından "düşünülemez" olduğunu belirttiği vurgulandı.
Dönemin iktidarı CDU tarafın dan sıkça dile getirilen Türkiye’nin üyeliğine karşı Helmut Kohl'ün parti içi toplantıda daha da ileri giderek "coğrafya derslerinden Anadolu'nun Avrupa'nın bir parçası olduıunu bilmediğini" söylediği ve alaycı bir tutum sergilediıi de günümüze kadar ulaşan bilgiler olarak bize geliyor.
Politika böyle bir şey, ama politikada iki yüzlü davranmak hiç bir zaman siyasetçiyi daha önemli yapmıyor. Dost, müttefik bir millete karşı izlenen yolun tarifini size bırakıyorum. Gizliliği kaldırılan belgelerin, Münih Çağdaş Tarih Enstitüsünce de yayımlandığı belirtildi.
Geçmişi günümüze taşıyamayız ama gerçekleri bugün öğrenebiliriz. Türkiye’ye sürekli yeni şartlar getiren AB’yi şimdi çok daha yakından tanıyoruz ve biliyoruz ki, Helmut Kohl hükümeti Türkiye’nin AT üyeliğine samimi davranmadı.