Veyis Güngör’ü 35 yıl önce tanıdım. O yıllarda her okuduğum gazetenin Hollanda haberlerinde onun ismi veya aktivitelerinden bahsedilir di. Gülmeyin ama,
ben Veyis’in kültürel faaliyetlerinden kendisini büyükelçilik görevlisi ve devletten desteği ile bu kadar faaliyeti yapa bildiğini düşünüyordum. Çünkü yağlı güreşten mehter takımının Amsterdam caddelerinde yürümesine, Hollanda Türkleri’nin sosyolojik geçmişinden kültürel kodlarının araştırılmasına, hatta Avrupa genelindeki Türkçe ya-yınların biraraya getirilmesine kadar her yerde bu kara kuru Konyalı delikanlının ismi geçerdi. Kısacası, hemen her güzel işte Veyis Güngör ismi etiketli olurdu Hollanda ile ilgili haberlerde.
Veyis ile zor dönemden darbe yiyen bir devrin kadersiz, ama kaybolmayan çocuklarıyız. 3 hafta ara ile o Hollanda’ya, ben de Almanya’ya gelmişim. Bunaltıcı siyasi havanın patlamaya hazır darbesi kütülemeden Türkiye'den ayrılmıştık. Bir şehirden diğerine gitmeyi bırakın, evimizin önündeki sokağa çıkılamayan bir dönemdi 1980 yazı. Konya Akören’den Hollanda’ya gelen ve Amsterdam Türkleri’nin sayısız kültürel faaliyetinde Veyis Güngör imzası olduğu için onu tanımaya adeta mecburdum.
IKG Kütüphanesi'nin rafları Veyis Güngör’ün kitapları ile dolu. Hollanda Türkleri'nin kültürel çeşitliliğinden eğitim sorunlarına kadar yaşadığı zorluklar ve prob- lemleri merkeze koyarak çözüm önerileri geliştirilmiş. Bilim insanları ile Türkler adına tarihe not düşen çalışma lar yapılmış. Sessizliğe bürünüp birkaç ay susunca, Veyis kesin likle bir konuyu hedefe koyup, bir eserin hazırlığı için notlar arasında kaybolduğu na inanırım. Çünkü, milletin derdi ile dertlenip yaraya parmak basmak cesareti ile samimi tartışma ortamlarını hayata geçiren bir kişilik, kimlik ve samimiyet sahibidir o.
Hollandalı Müslümanlar ile diyalog kuran, kendi kültürel kodlarından kopmayan Türk en-telektüellerini bir araya toplayıp beyin fırtınaları yapıp, sonuç belgeleri ile devasa bilgileri devrin yetkililerinin önüne koyan Veyis Güngör, vatan, millet ve devlet meselelerine ayırdığı zamanı kendi ailesine ayıramadığına inanıyorum.
Aynı dönemin aynı yaşlardaki nesli olduğumuz için Veyis Güngör’ü anlayabiliyorum ama yetişmem mümkün değil. Karşım daki rafta "Bizimkilerin Pedagojisi: Göç, Kültür, Kimlik ve Hollandalı Türkler", "Hollanda'da Mevla na ve Konya Öğretisi", "Siyasi Katılım ve Avrupa Türkleri Üzerine Düşünceler" adlı çalışmaları en çok başvurduğumuz kitaplardır. ‘Hollanda UETD’nin Altın Yılları’ adlı eserdeki faaliyetleri ülkedeki eğitim ateşelerinin bırakın yapmayı, düşünebildiklerini bile sanmıyorum. Ancak iyi niyetli ve hayata gerçekçi bakan devlet görevlileri ise, samimiyetini fark ettikleri Veyis Güngör’e en azından köstek olmayı düşünmediklerine inanıyorum. Türk gençlerinin kişilik - kimlik sorunu yaşadığı Hollanda'da hayata gerçekçi ve bilimsel bakan Veyis Güngör’e ümit ediyorum ki moral vermişlerdir.
1990 yılında Hollanda Akademisyenler Birliği Vakfını kurduğunda etrafındaki inanmış arka daş grubu ile başlattığı beyin fırtınaları ile Türk aydınları da bu ortamlara çekmeyi başardı. Veyis Güngör, sorunlara çözüm aranan paltformların süslü salonların pahalı kürsüleri değil, kitap lar arasındaki soluk ışıkların altındaki Amsterdam Türkevi masaları olduğuna işaret ediyordu. Yolu Hollanda’dan geçenle rin bir çoğu önemli akademisyen veya ülkenin çok uzaklardaki diplomatları olarak görev yapıyorlar. Amsterdam akşamlarında Veyis’in Türkevi çay sobetlerine katılıp arkadaşlık halkasında yer alanlar hayata milli gözle bakmaya devam ediyorlar.
Bizim nesile kayıp çocuklar dense de hamuru sağlam olanlar kaybolmuyor. Mevlana’yı Hollanda ile tanıştırarak Hollanda Türk- leri ile ilk bilimsel araştırmaları yapmak Veyis Güngör’e nasip oluyorsa, bu sadece çalışkanlık olarak açıklanamaz. Hayata milli bakışı ve milletine sevdasıyla tanıdığım Veyis Güngör’ün, Türkiye-Hollanda arasında sadece yenileri değil, yaşanmış bir tarihi de çoktan tasnif etmeye başladığına inanıyorum. Hollanda Türkleri için çok şey yapan Veyis Güngör, Türklerin 60 yıllık göç tarihini de mutlaka yazmalıdır. Çünkü bu iş, sadece Veyis Güngör’e yakışır.