Rusya’nın Ukrayna saldırısı ikinci yılına girdi. Her iki tarafın bu performans ile zafere ulaşması artık kolay değil.
Putin’in askerleri işgal şehirlerinde tam manası ile çakılmış durumda. Şu anki durum berabere görünüyor, ancak insan ölümlerinin sorumlulusu Rus liderin üstüne kalıyor. Tarih, saldıran Putin ve Rus komutanları vicdanları ile başbaşa bırakacak.
Barış arayışları hız kesmemeli. Her iki taraf için uzak olan zaferi unutup ateşkes sağlanması için beyin jimnastiği yapmalıyız. Tekliflerin batıdan gelmesini beklemektense, kuzeydeki iki komşunun anlaşmazlığı için ciddi beyin fırtınalarına ihtiyaç var. Hafızalarımızda bir Kore Savaşı var. Devasa silahlı çatışmalar sonunda süper güçler karşı kar‚ıya gelmiş ve ateşkes ilan edilerek ülke kuzey - güney savasan taraflar ayrıldı. Ateşkes ilan edildi ve hala tam bir barış anlaşması yapılmadı. Birisi markalaşarak zenginleşmeyi, diğeri ise silahlanmayı seçti. Şimdi düşünelim, Kore modeli Ukrayna’ya uygulanamazmı? Çünkü;
1 - Her iki tarafın da artık zafer kazanması mümkün değil.
2 - Her iki ülkenin liderliklerinin siyasi pozisyonları ve iç kamuoyları da bir barış anlaşmasına imza atacak kadar güçlü değil. Rus halkı daha fazla toprak beklerken, Ukraynalılar Kırım da dahil kayıp şehirler istemiyor.
3 - Rusya’nın kayıpıları açıklanandan çok fazla. Putin Deli Petro’ya benzetilse de Rus Ordusunun durumu vahim.
Rusların Lenin döneminden beri ciddi bir özgüven geçmi‚leri var. Bu dönemde Rus halkı bir o kadar da kandırıldı. Yani özgüvenin kandırılmış halklarda ciddi bir travma yaratmasından korkan Putin, ABD ve NATO tarafından adım adım sıkıştırılıyor. 2023 boyunca devam edecek bir savaı Rusya’nın aleyhine olacaktır. Moskova ateşkese razı olursa ordusunun aldığı hasarı bir şekilde giderebilir. Tarafların önüne detaylandırılmış bir teklifi ise neden Türkiye getirmesin.
Bosna’da 4 yıl devam eden savaşı Dayton Planı ile durduran ABD, Rusya ile kapalı kapılar arkasında görüşerek, Ukrayna’ya yardımı azaltıp tansiyonu düşürebilir. Savaşı başlatıp uzun süre silah sattıktan sonra barış elçisi olduğunu dile getiren ABD, Karadeniz’in kuzeyinde yine benzer bir oyununu sahneye koymak istiyor. Bölgede silahlı çatışmaların azalması-durması öncelikle bombalanan şehirlerin insanlarında kabul görecektir. Enerji darboğazındaki AB ise desteklemeye hazır olduğu bir ateşkes yeni yılın başından itibaren daha çok konuşulacaktır.
Ukrayna elbette gelecekte batılı ülkeler ailesinde yerini alacaktır. Siyaset, askeriye, ekonomi ve kültür alanlarında batılılaşma amacıyla devrim niteliğinde değişimlere hazır bir ülkedir. Rusların korkusu işte tam bura da. NATO’da yer alacak bir Ukrayna ise Rusya için çok daha tehlike. Rus korkusunun odak noktası Ukrayna’daki Rus asıllılar filan değil, Kiev yönetimini uzun vadede İkinci Dünya Savaşı sonrası Avusturya konumuna getirmeye çalışıyor. Putin şu an bunu da yapabilecek konumda değil. Bölgede tek kazanan savaşan iki ülke değil, silahı satan, dikte eden ve barış önerileri sunmaya hazırlanan Biden ve arkasındaki Pentagon’dur.
Savaşın durması için öncelikle çatışmaların azalması için Ukrayna’ya saldırı değil, savunma silahı verilmeli. Rusya ise artık savaş alanlarının dışına silahlı saldırı yapmamalıdır. Ukrayna’dan eli boş dönen Putin gelecek yıl sonuna kadar ciddi eleştirilere maruz kalacak ve “Vatanı koruyamayan Zelensky” ise ciddi anlamda imaj kaybedecektir. Bu arada Washington devreye girerek, “Kore Modeli” bir ateşkesi “Barışa yürümek” şeklinde izah edip, yeni bir dönemin kodları olarak masaya getirecektir. Savaş yorgunu Moskova ve Kiev ise bunu kabul etmeye mecbur kalacaklardır. Her iki tarafın da barış anlaşması imzalamadan “Uzuuuuuun süreli ateşkese razı olmaları ise ABD’nin işine yarayacaktır.
Hukuksuz saldıranın hep kaybettiğini Hitler’i iyi tanıyan Ruslar bilmeliydi. Moskova şunu artık anlamalı; Savaşanlar değil, savaştıranlar kazanır...