2012 - Berlin Türk Eğitim Derneği
Dr. Latif Çelik II. Dünya Savaşı Döneminde Nazi Almanya’sı tarafından kurulan Türkistan Lejyon Ordusu’nun nasıl yok edildiğinin içleri parçalayan hikayesini anlattı. Çelik bağımsızlık vaadiyle kandırılan yüzbinlerce Türk esirin savaşın sonunu bile göremeden toprağa düştüğünü söyledi.
“Nazi Almanya’sı tarafından bağımsızlık vaadiyle kandırılan yüzbinlerce esir savaşın Almanya aleyhine neticelenmesiyle ölüme sürüklendiler.” diye konuşan Dr. Latif Çelik, Komutanlarının niyetlerinin bedelini hayatları ile ödediler.” şeklinde konuştu.
Kültür Tarih ve Entegrasyon Enstitüsü Başkanı Dr. Latif Çelik, Türk Eğitim Derneği’nde (TED) “KAYIP TÜRKLER” konulu bir konferans verdi. Çelik özetle şunları söyledi. “Hitler ile Stalin arasında başlayan kanlı düello, Sovyetler Birliği sınırları içinde yaşayan Türk toplumuna ümit ışığı olmuştu. Almanların bu konudaki vaatlerine kanan Türk toplumu, Alman ordusuna kendi üniformalarıyla katılarak Ruslara karşı savaşmaya başladılar. Komünist rejim altında inim inim inleyen Türk Toplumu bu düellonun kendilerine hürriyet getireceğine inanmaya başlamışlardı. Bağımsız Türkistan hayali onların paralı asker olmasına mâni olamadı. Savaş Almanların aleyhine sonuçlanınca Hürriyet Savaşçısı 4 Milyon Türk kaybolup gittiler.
Kimileri savaşta öldürüldü, kimileri savaş sonrasında kurşuna dizildi, kimileri de Rusya’ya dönmektense intihar etmeyi tercih ettiler. Sağ omuzlarında Allah bizimledir yazan, sol omuzlarında SS işareti ve şapkalarında da bozkurt resmi olan bu Hürriyet savaşçıları maalesef unutturuldu. Bunlar ‘İkinci Dünya Savaşı’nın Kayıp Türkleri’ dir…”
Çelik devamla şunları söyledi:
“İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden sonra Türk asıllı askerler için yeni bir kaçış dönemi başlamıştır. Yalta Antlaşması’nda her esirin kendi ülkesine teslim edilmesi kabul edilince bir anda can korkusuyla on binlerce lejyon yeraltına inmiştir. Bunlardan Almanya sınırları içinde kendilerini saklamasını becerenler olduğu gibi Amerika ve Türkiye’ye ulaşabilmeyi deneyenler de olmuştur. Bu lejyonlardan ayakta kalabilenler ilerleyen dönemlerde soğuk savaş yıllarında Türkistan Hürriyet Mücadelesi ’ne önemli katkılar sağlayan simalar olarak ortaya çıkacaklardır. Ruzi Nazar, Baymirza Hayit, Veli kayyum Han, Halis Kanatbey, İsakcan Nazirkul, Hüseyin Türkistan ve İkram Han bu nadide şahsiyetlerden bazılarıdır.
Kızılyıdız ile Gamalı Haç arasındaki savaştan kıl payı kurtulan bu müstesna insanlar ölüm kamplarında yok olmamak için “Türkistan Lejyonları” na girmeyi bağımsızlık mücadeleleri için bir şans olarak görmüşlerdi. En azından kendi ülkelerinin bağımsızlığı için mücadele edeceklerdi. Sonradan onlar da öğrendiler bu idealin bir hayal olduğunu anladılar. Her iki diktatör ideolojinin de hayallerindeki Türkistan’ın hür olmasına hiçbir zaman müsaade etmeyeceklerini onlar da anlamışlardı.
Esir kamplarında ölmemek için bu lejyonlarda görev alan ve kendilerinden hiçbir zaman haber alınamayan yüzbinlerce Türkistanlı Müslüman genç medeni Avrupa’nın kara tarihine “İkinci Dünya Savaşı’nın Kayıp Türkleri” olarak geçtiler. Onlar için Allah’tan rahmet diliyorum”.
ha-ber.com/Zülfikar Kam/Berlin
