2011 - BAMER - Almanza Türkleri Konferansı
Türk-Alman kültür tarihi araştırmacısı Latif Çelik, Türklerin 50 yıllık Almanya tarihini Bolu’da kültür tarihi dostları ile paylaştı. Alman arşivlerinde işçi Türklerle ilgili çok az kaydın bulunduğunu, var olanların ise basit bürokratik ya da sınırlı bilgiler olduğunu belirterek, "Maalesef milyonlarca insanını Almanya’ya işçi olarak gönderen Türkiye Cumhuriyeti, onlara pasaport vermenin dışında sosyo-kültürel bir kayıt tutmadığını görmekteyiz" şeklinde konuştu.
Bolu İzzet Baysal Üniversitesi akademisyenlerinden Mustafa Gencer, yaptığı açılış konuşmasında, "Latif Çelik, son dönem tarihimizi kayıt altına almaya çalışan ısrarlı, kararlı ve inançlı bir arkadaşımızdır. Kendisinin 'Almanya’da Türk İzleri' kitabı, birçok açıdan Almanya’daki Türk çocukları için büyük önem arz etmektedir" şeklinde konuşarak Latif Çelik’i mikrofona davet etti.
BAMER konferansının konuşmacısı Latif Çelik, konuşmasının başında, "Öncelikle Almanya ile olan derin tarihimizin, özellikle 1961-2011 arası dönemdeki yarım asırlık bölümüne odaklanacağım. Türkiye’nin son dönem kalkınmasında önemli katkı sağlayan Almanya Türkleri’nden ahirete intikal edenlere dua edelim" sözleriyle söze başladı.
"Türk-Alman ilişkileri önemlidir, ancak Almanya dostumuz teranelerinin dışında, bu ülke ile olan son dönem ilişkiler siyasilerin, Türklerin yoğun yaşadığı fabrikaları ziyaret ettiklerinde, yanlarında getirdikleri gazetecilerin geri dönüşlerinde yazdığı renkli haberlerden ibaret değildir," diyerek konuşmasının devamında, "Türkiye Cumhuriyeti’nin İŞKUR ve İşçi Bulma Kurumu kanalı ile Almanya’ya gönderdiği insan sayısı 978 bin kişidir. Bir milyon civarındaki bu insanlarla ilgili kaç resim var devletin elinde diye sorsam, siz bilemezsiniz. Ancak bir şey söyleyeyim; 50. yılda Ankara’dan beni arayarak elimde ne var diye sordular. Çünkü benim devletim, maalesef on yıllar boyunca sadece insanları hızlı bir şekilde ülke dışına göndermeye çalıştı. Bu sözlerimin manasını Nihat Erim, Sadi Irmak, Ferit Melen, Naim Talu, Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit hükümetlerinin bütçelerinde görebilirsiniz. Döviz ihtiyacı baş döndürücü derecede artıyor ve bunu fırsat bilen karanlık odaklar da devlete bu zor günlerde dizayn vermeye çalışıyorlardı. Almanya’ya giden Türkler, kendi ayakları üzerinde durana kadar onların birçok ihtiyacından devletin haberi olmadı. Deneme yanılma usulü ile Türkler, uzun yıllar Bonn ile Ankara arasında sorunlarına çözüm beklediler" şeklinde konuştu.
Latif Çelik, konuşmasının sonunda, "Türkler artık Almanya’da kalıcıdır. Ancak benim ülkem, onları giden işçilerin çocukları olarak görmemeli ve artık kendiliğinden bir Türk diasporasının oluşma yönündeki gelişmeleri kabullenmelidir. Türkler artık birçok sorunu kendisi çözmeye başarıyor. Ancak Türkiye’nin bakış açısı oradaki Türkleri Avrupa Türkleri olarak görmelidir. Almanya’da artık işçiler değil, 65 bin işadamı, 3 bin ibadethane, 4 bin altı yüz dernek, siyasetçi ve sanatçısı olan bir topluluk var. Eğer Alman işadamları Antalya’da turizm yatırımları yapıyorsa, bunlar Almanya’da yaşayan Türklerin gayretleri ile ortaya çıkan gelişmelerdir. Almanya’daki Türklerin sayısı, Lüksemburg büyüklüğündedir. Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerde artık Almanya Türkleri ciddi anlamda belirleyicidir" şeklinde konuştu.
Konferansın sonunda Almanya Türkleri ile ilgili soruların gelmesi de dikkat çekiciydi.